Şerafettin Elçinin Ölümü Üzerine
1999 yılında, Euro 2000 Futbol Şampiyonası elemelerinde Türkiye, İrlanda ile oynadığı ikinci baraj maçında berabere kalır. Böylece Euro 2000e katılmaya hak kazanır. O zamanki, Türkiye Milli Takım Teknik Direktörü Mustafa Denizli maç sonrası verdiği röportajda futbol edebiyatına yeni bir tanım kazandırır.
İçimizdeki İrlandalılar.
Bu ifade zamanla futbol dünyası sınırlarını aşar. Siyaset terminolojisi kara sularına girer.
Sosyolojinin araya girerek bu kavramı her ikisinin elinden alma mücadelesi ise sürüyor.
Mustafa Denizli, milli bir maç olmasına rağmen kıskançlık nedeniyle Türkiyenin İrlanda karşısında yenilmesini isteyenleri kınamak için kendine uzatılan mikrofona İçimizdeki İrlandalılara sesleniyorum! demişti.
O günden sonra bu tabir, taraf görünüp aksi ve ikiyüzlü işler çeviren kişi ve kurumları anlatmak için kullanılan en güzel tabirlerden biri oldu.
İçimizdeki İrlandalılar sözünün üzerinden 14 yıl geçtikten sonra Şerafettin Elçinin Cizredeki cenazesine katılan Mustafa Denizli kendisinin de bir İrlandalı olma durumuyla karşı karşıya kalacağı aklının ucundan geçmemiştir sanıyorum.
İz bırakabilen ender politikacılardan biri olan Şerafettin Elçinin kanser tedavisi sürerken gerçekleşen ölümü, kendine has Türkiye manzaralarından birini daha karşımıza çıkardı.
42. Hükümet dönemi Bayındırlık Bakanı olan Şırnak Cizreli Şerafettin Elçinin cenazesi Cizrede toprağa verildi.
Şerafettin Elçi’yi hızlı ve özet olarak tanımlamak gerektiğinde Kürt siyasetçi tabiri kullanılır.
Bu ülkede siyasal, sosyal ve kültürel yaşamı Kürt ve Türk şeklinde ayırıcı tanımlar yaparak izah etmeye çalışmayı siyaseten art niyetli bir davranış olarak kabul ederim.
Bu kaideyi ilk ve son olarak Şerafettin Elçi için ihlal etmekte sakınca görmüyorum.
Kürt siyasetçi Şerafettin Elçi, kişi olarak politik zıtlıkların ve sosyal ayrımların sevdiği ve saydığı biri oldu.
Kendisi, hak ve hürriyetler temelinde Kürt olgusunun en olumsuz zamanlarında tek başına yüksek sesle konuşmaya cesaret edebilmiş ve bunun bedelini ödemiş bir kişidir.
Birlikte yaşama formülü içinde kalarak can alıcı bir sorunun çözümü için yılmadan, inanarak ve samimiyetle çalışmayı onun kişiliğinde gördü Türkiye.
Şerafettin Elçinin bu kimliği çok ilginç bir Türkiye panoramasının oluşmasına neden oldu.
Samimi ve iyi bir kişinin nasıl iyi şeyler yapabileceğini ve nasıl başka iyi şeylerin oluşumuna vesile olacağını gösterdi.
Şerafettin Elçinin cenazesine Ankarada devlet erkânının neredeyse tamamı katıldı.
Bu cenaze merasimi fotoğrafı, Yeni Türkiye sisteminde Kürtlük olgusu marjının reel olarak genişlediğinin ve tahammül kapasitesinin arttığının da bir göstergesi oldu aslında.
Siyasal ve sosyal gündem belirleme özelliğine sahip oluşumlardan biri olan milliyetçi devletçi Fethullah Gülen Hoca grubu öteden beri ve daima Elçiyi kolladı.
Uç, ayrımcı ve rijit politik diliyle BDP tam kadrosuyla onun Cizredeki cenazesinin defin işleminin tamamını organize etti.
Vasiyeti olan Seyidan Camiinde cenaze namazının kılınıp amcasının yanına defnedilmesi vasiyetine ters tutumlar içine girmediler. Tabutun Kuzey Irak Kürt bölgesi bayrağına sarılarak götürülmesini problem yapmadılar.
Cenazeye katılmamalarını sebeplere bağlayan MHP bile Şerafettin Elçi olgusuna karşıt bir tutum sergilemekten çekindi.
Türkiyenin en değerli ve başarılı teknik direktörlerinden biri olan Mustafa Denizli cenaze törenine katılmak için Cizreye gitti.
İlginçtir Rize Barosu cenazeye çelenk gönderdi.
İçimizdeki İrlandalılar böylece suçüstü yakalanmış oldu (!)
Türk Devleti silahlı Kürt milliyetçileriyle bir mücadele içine girsin İzmir Çeşme Alaçatılı bir Beyaz Türk olan Mustafa Denizli kalksın gitsin A.Öcalanın resimlerinin de taşındığı cenaze merasimine katılsın.
Yine memleketin en tavizsiz ve bıçkın milliyetçilerinin yetiştiği Karadenizin en gözde illerinden Rizenin Barosu cenazeye çelenk göndersin.
İrlandayı Anglo Sakson coğrafyada aramayın. Onlar içimize yuvalanmışlar (!)
Tecahülü arif sanatı bir yana bu büyük, abartayım tarihi sosyolojik fotoğraf, ayrılıkçı dillerin bütün kışkırtıcılığına rağmen toplumsal dokunun birliktelikten, ayağa düşürülse de kardeşlik bağlamından ayrılmayacağını ifade ediyor.
Şerafettin Elçi, 1980 yılı hemen öncesinde bürokratik bir ortamda kışkırtıcı karşı tavırlar üzerine Kürt vardır ve ben de kürdüm demişti.
Bu sözlerinden dolayı yüce divanda yargılanarak 2 küsur yıl hapis yatmıştı.
O sorun çözmenin her şeye rağmen pozitif yollarının var olabileceğini ve bulunabileceğini gösterdi.
Halkıyla, halkın değerleriyle barışıktı.
“Biz” olgusunun en değerli figürlerinden biri olan Elçi, Devlete ve PKKya gerektiği kadar tavır koymayı başardı.
Hakkında davalar açıldı. Hapisler yattı. Avukatlık mesleğinden men edildi.
1959 da, 49lar davası olarak meşhur olacak davada yargılanarak ceza aldı.
1971de, 12 Mart döneminde Kürdistan Demokrat Partisinin kurucuları arasında yer aldı ve yargılandı.
1980de, 12 Eylül ihtilalında tutuklananlar arasındaydı.
1992‘de, Kürt Hak ve Özgürlükler Vakfı’nın kurulmasına öncülük etti.
2006dan itibaren Katılımcı Demokrasi Partisi genel başkanlığını yapıyordu.
2011de Diyarbakırı temsilen bağımsız milletvekili olarak meclise girdi.
2012 yılı 25 Aralıkta gözlerini kapatırken vicdanen huzur içinde olacağını tahmin edebiliyoruz.
Eski Milli Takımlar Teknik Direktörü Mustafa Denizli işte bu Şerafettin Elçinin damadıydı.
Elçinin kızı Evin Elçinin Pro Ligi takımı PAS FCyi çalıştıracak olan eşiyle birlikte İrana gittiği de o dönem gazete haberlerine yansımıştı.
Mustafa Denizlinin şu an PTT 1. Liginde olan Çaykur Rize Sporun teknik direktörlüğünü yapması Rize Barosunun Elçinin cenazesine çelenk göndermesinin arkasındaki neden olmalı.
Mustafa Denizli ile Evin Elçi Ankara Çankaya Evlendirme Dairesi’nde nikâh töreni yaptıklarında içeriye bir kapıdan Mustafa Denizliyi ihanetle suçlayan Türk milliyetçilerinin diğer kapıdan Evin Elçiyi ihanet ile suçlayan Kürt milliyetçilerinin gürültülü ruhu girip hayır demiş olabilir.
Türkiye öz itibariyle böylesine mozaik yekvücut bir ülke.
O nedenle toplumun ana yapısı nikah salonundaki evliliklere uzanan elleri İçimizdeki İrlandalılar olarak tanımlıyor.
Toplumun bu ana yapısı Türkçü Devleti siyaseten dize getirdi.
Aynı irade Kürtçü PKKyı da siyaseten dize getirecektir.
Bunun da şahitleri olacağız.
Şerafettin Elçi ekolünün ortaya çıkardığı yol Yeni Türkiyenin Kürt meselesinin çözüm yoluna ışık tutabilir.
Başka bir tabirle Yeni Türkiyenin Kürt politikası Şerafettin Elçi çizgisinden ilham alarak yoluna devam edecektir.
Şartlar siyaset sosyolojisini buraya taşıyacaktır.
Geçmişte bu biçemselliği taşıyan benzer örnekler çok.
İşte biz o gün İçimizdeki İrlandalıların karşı vadide farklı siyasi renkleriyle toplu olarak bekleştiklerini göreceğiz.
omeraltass@gmail.com
twitter.com/altasyalvac