24.02.2014 tarihinde dolaşıma sokulan Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın ses kayıtlarından sonra her şeyin yanıp yok olacağını ve küllerinden çok arzuladıkları yeni bir Türkiye doğacağını;aynı anda bekleyen Cemaatçiler, eski devlet unsurları, Siyonist küresel güçler ve liberal kimi aydınların heyecandan kalp ritimlerinin farklı attığını hissedebiliyoruz.
Yaşanan olayların tamamının üzerine çok şükür İslamcılık bitti diyerek analiz yapan derinliksiz köşe yazarların Şener Şen tadında acemi danslarını da eğlenerek izliyoruz.
Yerli taşeronlar, küresel güçler ve İslamiliğin içinde bulunduğu her şeye düşman olan ülkenin diğer yelpaze sınıfları serçe parmaklarıyla birbirlerini tutarak bıkmaksızın halaya duruyorlar.
Açacak olursak, ‘İslam İslam’ diyerek büyüyen bir yapı; tek düşmanı İslam olan Siyonist yapılar ve hayatını İslami-milli değerlere düşmanlıkla geçirmiş eski devlet unsurları ile kol kola girerek aynı sloganları atıyorlar.
Onlar Tayyip Erdoğanı bitirince her şeyin kendi ellerine geçeceğini sanıyorlar.
Onlar basiretsizliklerinden felsefi anlamda ayrımlar yapamayarak bir girdabın içinde şuursuzca çırpınıyorlar.
Görünen o ki, determinizm diyor ki, çırpınmaya da devam edecekler.
Bu milletin davası kişilerle kaim değil.
Bu ümmetin davası kurumlarla da baki değil.
Onlar, bu davada ki dünyevi olmayan dilin ve ilahi olan döngünün farkında bile değiller.
Ak Parti teknik olarak başarısız olduğunda ki başarısız olmayacağı izleniyor bu dava bağrından yeni Ak Partiyi çıkaracaktır.
Kendini temizleyen yeni Ak Parti zaten ufukta görünmektedir.
Recep Tayyip Erdoğanı bitirdiklerinde ki bitiremeyecekleri açıkça ortada, sanıyorlar ki; yeni, kararlı ve daha güçlü liderler çıkmayacak.
Onların temel yanılgıları, olan biten her şeyi bir parti ve bir parti başkanı olarak algılamalarından kaynaklanıyor.
Ülkenin temel gerçeği ise şudur: Bu bir dava meselesidir ve bir davanın önderleri meselesidir.
İzaha muhtaç olmasına rağmen kestirme sonuçla bir kez daha yazıyoruz, bu ülkenin temel çelişkisi İslamlık ve anti İslamlıktır.
Ak Parti biter dava bitmez, Ak Parti eğer hak ediyorsa sadece davanın bir cüzü olur.
Recep Tayyip Erdoğan ölür yeni dava erleri meydanlara çıkar.
Onlara yine bir şey kalmaz.
Diyelim ki, onlar başbakan ile ilgili öyle bir şey yaptılar ki toplum Erdoğanın artık olmaması gerektiğine kanaat getirdi.
Buradan kendi lehlerine bir ufkun aralanacağını düşünüyorlar.
O ufku hiç bulamayacaklar.
Çünkü gemiye kaptanlık edecek ehliyetleri yok.
Çünkü rota çaprazları bozuk.
Titaniklerinin istikameti arzu ettikleri hedefe ters açı yapmış durumda.
Bunu anlamaları bir yana bilen insanları da ateşli tartışmalarla ikna etmeye çalışıyorlar.
O nedenle diyoruz ki sizin rotanız size bizim rotamız bize.
Onların çaprazları bozuk.
Çünkü, topluma ihanet zemininde duruyorlar.
Çünkü,dışarıdan konuşuyorlar.
Çünkü, demokratikleşmenin yönünü tersine çevirmeye çalışıyorlar, en azından yavaşlatıyorlar.
Çünkü, Barış sürecinibaltalıyorlar.
Çünkü; çaba sarf eden, derin yenilgiden sonra ilk defa ayağa kalkmaya çalışan, ağırlıklarını atmaya gayret eden, dönüşen, gelişen, atılım yapan, büyük projelere imza atan Türkiyeye karşı bir platformda duruyorlar.
Çünkü; kapalı, gizli, tanımsız, ürkütücü, arkası görünmeyen ve karanlık kimlikleriyle şüphe çekiyorlar.
Çünkü, milletin onay vererek gerçekleştirdiği bütün açılımları ayırmaksızın ve gözlerini kırpmadan kişiselleştirip Erdoğan düşmanlığına kurban ediyorlar.
Dertlerinin üzüm yemek değil üzümcüyü dövmek olduğunu bile saklayamıyorlar.
İmamlarının, vaizlerinin de çaprazı bozuk.
Ellerindeki İsrafil surlarına üfleyerek insanları uyarmak ve uyandırmak istiyorlar.
Ellerindeki surun İsrafil değil İsrail patentli olduğu algısı nedeniyle içine üfledikleri hiçbir İslami sayhanın faydasını göremeyecekler.
Her güç, kadere yenik düşer, bir gün yenilir.
Bugünün evrensel iktidar sahipleri yenilmezliklerini akıllarına bile getirmek istemiyorlar.
Onlar; bugüne kadar, asırlardır, Ortadoğunun, Balkanların, Kafkasların bütün ülkelerinde ve eksenlerinde bizi yendiler.
İhtimal bu ya, belki bu kez Türkiyede yerli iradeyi yenemeyecekler.
İşte o zaman, bu ülkede milli irade galip geldiğinde,zaman tersine akmaya başlayacak.
Belki de tarihin jeopolitik kırılma evresine bu kez bizler tanıklık edeceğiz.
Bu süreçte, gün gelecek faşist, mafya devleti İsrail terbiye edilerek demokratik İsraile (!) dönüşecek.
Gün gelecek, Siyonist Neo-Conlar demokrat Amerikalılara biat edecek, dünya rahat nefes alacak(?).
Eğer bu gerçekleşirse; Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar, Kürdistan ve Türkî Cumhuriyetlerde, ülkelerini arkadan vuran taşeronların tamamı işsiz kalacak ve tasfiye edilecekler.
Eğer bu gerçekleşirse, Vladimir Leninin iktidara geldiği zaman Ekim Devriminde olduğu gibi arşivlerindeki çok önemli sır belgeleri kendileri bizzat deşifre edecek, tarih bir kez daha hiçbir gerçeğin gizlenemeyeceğini kanıtlayacaktır.
En acısı, insanlar ve müminler, bazı din adamlarını hayırla yad etmeyecek, arkalarından ellerini açıp ruhlarına Fatiha okumayacaklar.
omeraltass@gmail.com
twitter.com/omraltas