Suruç’ta Amara Kültür Merkezi’ndeki menfur bombalı saldırıyı henüz hiçbir örgütün üstlenmemesi anlamlı. İntihar bombacısı Türkiye’yi ve bölgeyi sarsacak çapta bir eylem gerçekleştirecek ve bunun ne için yapıldığına dair kamuoyu ile bilgi paylaşılmayacak; yaşanan konjonktürde makul görünmüyor. Bu insanlık dışı eylemi, kimin yaptığı sorusu paradigmayı kökünden değiştirecek bir özellik gösteriyor.
DEVLET:
Bu eylemin bizatihi Türkiye Devleti tarafından gerçekleştirilmiş olma ihtimali, PKK ve Paralel Yapı tarafından bile gündeme getirilmiyor. Bu iddianın alıcısının olmayacağı gerçeği, karşıt yapıları dahi ikna etmiş durumda. Bu temelde dolaşıma soktukları en sert argümanları şu: “Destek verdiğiniz IŞİD, bu eserinizle sevinin!” Bu detay, Türkiye’nin sivilleşme ve demokratikleşmede ulaştığı olumlu aşamayı işaret ediyor. Karanlık günler rejimi ve eski derin devlet heyulası geride kaldı.
IŞİD:
Olağan şüpheli. Üstlenmediği ve hakkında somut delil olmadığı halde neredeyse herkes eylemi IŞİD’in gerçekleştirdiğine inanıyor. Hatta böyle olması arzu ediliyor. Zira tiyatro hâlâ IŞİD üzerinden oynanıyor. Öyle ki eylemi IŞİD’in gerçekleştirmediği ispatlanırsa, bazılarının morali fena halde bozulacak. Bugün IŞİD eylem yapsa da yapmasa da bu terör hep var olmalı. Bu örgüt herkese lazım. Öyle kullanışlı bir yapı ki, olası yok olma durumunda IŞİD’i yaşatmak için her türlü özveriye katlanacak, yeniden var etmek için sermaye ve insan kaynağı aktaracak Türkiye’de birçok yapı var. Türkiye’nin dönüşümüne karşı konumlanan muhalefetin şu an geriye kalan en büyük dayanağı bu.
Olayın daha ne olduğu anlaşılmadan HDP, PKK, Doğan Medyası, Paralel Yapı, Cumhuriyet Gazetesi vs.’nin yaptığı akla zarar açıklamaları gördüğümüzde her şey daha iyi anlaşılıyor. Açıklamalara bakıldığında eylemin, organize eden teşkilattan çok muhalefetin çıkarını beslediği fark ediliyor. Karşı irade öyle güçlü ki bu menfur eylemi bizzat gerçekleştirme potansiyeli taşıyor. Türkiye’nin iradesine karşı PKK, Kemalizm’le, Paralel Yapıyla; Paralel Yapı PKK ile, Beyaz Türkler, terörle işbirliği yapabiliyor. IŞİD hepsinin gözdesi ve ortak paydası.
PKK:
Suruç katliamına tüm açılardan bakıldığında, bu eylemi PKK’nın gerçekleştirmiş olması en güçlü ihtimal olarak kendini gösteriyor. Eğer eylemi üstlenen olmazsa bu iddia, otomatikman güçlenir. PKK, bu eylemde suçu telaşla ve biliyor gibi IŞİD’in üzerine yıkarak Kürtlerle AK Parti arasında duygusal kopuşu derinleştirmeyi hedefliyor. Bu, PKK hedefleri için olmazsa olmaz değerde. PKK, emanet oy tartışmasına son vermek zorunda. Zira tam bu istikamette tarihi ve bir daha geri gelmez fırsatta kendi lehine bir yol buldu. PKK ak partiyle mücadelesinde ancak İŞİD varsa mesafe katedebileceğini tecrübeyle gördü. PKK tazyikiyle HDP’nin yaptığı açıklamalar, coğrafi bağımsızlık içermiyor; zihinsel ve duygusal kopuşu hedefliyor. Kürt oylarının HDP’de kalması şu an onlar için dünya üzerinde bulunan her şeyden daha önemli.
İkinci olarak PKK’nın kodları analiz edildiğinde ve kanlı kuruluş tarihine göz atıldığında, Türk solunun bölge üzerinde söz sahibi olma çalışmalarına tahammül etmeyeceği açık. Türk solu hareketli. Türk solu Kürtler, Esed, Suriye konjonktürü üzerinden yeniden var olmanın yollarını arıyor. Alevi- Rafizi dinamiklerine de yaslanan Türk solu sosyolojisi, bağımsız bir yapı kurmanın şartlarını olgunlaştırmaya çalışıyor. Bölgede kesiştiler. Suruç, kesişmenin en keskin kısmını işaret ediyor. PKK bu eylemle Türk soluna “bölgemden uzak dur”, “vesayetimi kabul et”, “otur oturduğun yerde” dedi.
Katliam sonrası kamuoyuna yansıyan psikolojiye , tarafların verdiği tepkilere ve sokak olaylarının lokalliğine bir de bu perspektifte göz atın. İkinci bir Gezi potansiyeli taşıyan bu eylem atmosferinin, niçin bir sağanağa dönüşmediğini anlarsınız. Suruç bir dış operasyon değil bir iç operasyon algısı veriyor. Suruç, vesayet savaşının bir bedeli.
Tarih, silahlı ve silahsız örgütlerin ali menfaatler uğruna, ABD derin devletinin yaptığı gibi, nice 11Eylül tipi provokasyona imza attıkları örneklerle doludur.
HDP:
İnanılmaz tepkiler veren HDP, Suruç katliamı için yaptığı analizin kendine döneceğini de unutmamalı. PKK’nın tezini tahkim edercesine Suruç’taki iddiaları şu: Hükümetin destek verdiği IŞİD, Suruç’ta katliam yaptı. Uyarlama bu: HDP’nin desteklediği PKK Suruç’ta katliam yaptı. Uyarlama iddiadan daha makul görünüyor. HDP iddiasından vazgeçtiğinde, hakkında yapılan uyarlamanın boşa düşeceğini sanıyorsa yanılıyor. Başka bir örgüt resmi bir açıklama ile katliamı üstlenmediği sürece, mantık kuralları gereği PKK, en büyük zanlı olarak HDP’yi de töhmet altında bırakacak. Dolayısıyla PKK ve HDP acilen paravan bir örgüt bulup, Suruç katliamını üstlenmesini sağlaması gerekiyor. Figen Yüksekdağ gibi konuşma zamanı: “Suruç katliamını PKK yapmadıysa bunu ispat etsin!”