Çoklu küresel siyaset

“Yarın, ülkemizin Balkanlar üzerinden gelecek yeni bir soğuk ve yağışlı havanın etkisine gireceği tahmin ediliyor” şeklinde açıklama yaparak yaşanan kış koşullarını önceden haber veren Meteoroloji günümüz politik olaylar için de ilham veriyordu.

Bölgesel olarak yaşanan politik olaylar küresel politik “akımlarından” bağımsız değil.

Barış süreci sonrası son Hakkâri olaylarından bugünün gündeminin birinci maddesi olan Hizmet merkezli olaylara kadar her biri uluslararası siyasetin bir parçası.

Nasıl ki Yeni Türkiye bundan bağımsız düşünülemezse.

Küresel sistem, dünyayı daha iyi yönetmek için yazılımlarını daima güncelliyor.

Gerekli testler ve pilot uygulamalar tamamlandıktan sonra yeni verdiyonları piyasaya sürüyor.

Bugün Pentagon kaynaklı yeni dünya düzeninin küresel yazılımı ortadoğu nedeniyle büyük sorunlar yaşıyor.

Bugün, Birleşik Devletler’e başka bir yazılım önerdiği anlaşılan Amerikan şahinleri lobisi bu sorunu fırsat bilerek rakiplerini dize getirmeye çalışıyor.

Programın Ortadoğu’ya çözüm sunamayacağını, sistemin “ana mantığının” hatalı olduğunu vurguluyorlar.

Bunu ispat etmek için de Arap Baharını daha fazla kirletmeye, itibarsızlaştırmaya ve kilitlemeye çalışıyorlar.

Tunus’ta suikastlar ve bürokratik vesayetlerle, Libya’da iç karışıklıklarla, Mısır’da meşru bir yönetime karşı askeri bir darbeyle, Suriye’de kendi elleriyle var ettikleri El – Kaide tipi terör ekiplerini öne çıkararak, Türkiye’de de demokratik “İslami” sisteme alternatif olabilecek bütün parametreleri devreye sokarak bunu gerçekleştirmeye çalışıyorlar.

İslam ülkelerindeki olayların hiç biri diğerinden o da uluslararası siyasetten bağımsız görülmemeli.

Olaylar, Atlantik’ten gelerek Ortadoğu coğrafyasının tamamını etkisi altına alan politik bir hava dalgasının tesiri altında gerçekleşiyor.

Küresel politik dalganın bir tek amacı var, “organik yapıların” tamamını işlevsiz hale getirmek.

Çünkü Ortadoğu’da artık yok edildiği düşünülen “organik iradenin” toplumlar içinde capcanlı yaşadığı fark edildi.

Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bölgemizin siyasal olayları Amerika’daki iç çatışmanın izlerini taşıyor.

“Dünyayı hangi mantık esas alınarak yazılmış bir program ile idare etmeliyiz” tartışması Amerika perspektifinde büyük bir ayrışmaya neden olmuş durumda, bunu saklayamıyorlar.

Araştırmacı yazar Aytunç Altındal’ında aktardığı Hillary Clinton’un çok özel bir toplantıda açıkladığı söylenen Holistic (ülkeleri kendi kaderleriyle baş başa bırakıyormuş gibi yaparak vesayet etme) mantığı ışığında kurulan bir yazılımla mı, yoksa Bush çizgisinin devamı olan Haçlı ruhu ara yüzüyle arkadaki Siyonist maskeyi perdeleyen eski BOP yazılımıyla mı? Obama mı Bush mu?

Türkiye’de ve Ortadoğu’da yaşanan olaylar “Holistic” yazılımını öneren gücün (Obamacılığın, güvercinlerin) elini zayıflattı.

Büyük bir gururla hazırlanan projelerin arzu edildiği gibi işlememesinin, en çok Amerika’nın güvercin kanadı entelektüellerini derinden sarsmış olacağını tahmin ediyoruz.

Belli ki Recep Tayyip Erdoğan ve Muhammed Mursi’nin yeni bir devlet tasarlayabilecekleri proje masasında hiç konuşulmamış.

Bu olaylar süreci galiba, Erdoğan ve Mursi’yi de bir yol ayrımına getirdi.

Satranç tahtası üzerinde nasıl bir yeni oyun kuracaklar?

Gözlüyor ve “inanıyoruz ki” her iki liderin vereceği her karar kendi milletinin çıkarını esas alacaktır.

“Tetikçilerini” kullanarak İslam ümmetinin üç yüreğinin ikisinde Türkiye’de ve Mısır’da pozisyon üstünlüğü elde eden Bush, NeoCon ve İsrailci çizgiye karşı yeni bir siyaset modeli devreye sokmak iyi olabilir.

Çünkü Atlantik, “ümmeti” dikkate almayarak yapılan her yazılımın istendiğinde işlevsizleştirilebileceğini gördü.

Rusya Suriye’de süper güç olduğu için değil, “en azından oyunu bozarım” diyerek avantaj elde etmedi mi?

Görünen o ki, Türkiye’deki olaylar kendiliğinden asla durmayacak. Biri gündemden düşse bile diğerini devreye sokacaklar.

Kökü dışarıda olduğu her halinden belli olan olayları sadece iç siyasi yöntemlerle engellemeye çalışmak bataklıkta sinek avlama metaforunu hatırlatıyor.

Yeni Türkiye’nin inşa sürecini tamamlamak, yeni ve sivil Anayasa yapımını daha fazla geciktirmemek için küresel platformda çoklu siyaset yapılmalı.

İç çatışmaların devamlılığı, yoğunluğu ve sıcaklığı; zengin küresel siyaset tarzını uygulamanın önüne perde çekmemeli ya da ihmal edilmesine sebep olmamalı.

Unutulmamalı ki Türkiye’de artık bir “biz” var!

Küresel masada o Biz’e ait bir de sandalye var.

Türkiye oyun kurucu değil belki ama kendine rağmen hareket edilemeyeceğini de göstererek maceraperest lobilere dış baskı uygulayabilir.

Bu çerçevede şartlar neler gerektirir, karar tabi ki öncülerin ve kurucu kadroların.

omeraltass@gmail.com

twitter.com/omraltas

http://www.facebook.com/Ömer Altaş